Kentsel Dönüşüm ve Hukuki Süreçler – 6306 SayılıKanun Kapsamında Haklarınız
“Kentsel dönüşüm”, eski, riskli, depreme dayanıksız, altyapı ve fiziksel çevre koşulları açısından yetersiz yapı stoklarını, planlı ve sağlıklı kentsel yapılaşma ilkelerine uygun şekilde dönüştürme sürecidir. Bu süreçte:
- Kamu ve özel sektör işbirliğiyle projeler geliştirilir,
- Mevzuata uygun planlama ve projeler yapılır,
- Kat karşılığı, hasılat paylaşımı, doğrudan inşa modeli gibi çeşitli finansman modelleri uygulanır,
- Hak sahiplerinin mağduriyetini önleyecek düzenlemeler getirilir.
Türkiye’de bu alandaki en önemli yasal düzenleme **6306 sayılı “Afet Riski AltındakiAlanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun”**dur. Ayrıca, bu Kanun’un uygulamasına ilişkin yönetmelikler, idari usuller, noterlik işlemleri, imar mevzuatı, tapu hukukuna ilişkin düzenlemeler ve Anayasa’da yer alan mülkiyet hakkı güvenceleri sık karşılaşılan hukuki normlardır.
!!!!! Kentsel dönüşümde artık en önemli değişikliklerden biri, dönüşüm kararının alınabilmesi için gereken malik onayı oranıdır. Daha önce kat maliklerinin 2/3 oranında çoğunluğu aranıyordu. Ancak bu süreci tıkayan ve karar mekanizmasını zorlaştıran bir süreç olduğu için 9 Kasım 2023 tarihli yönetmelik değişikliğiyle, 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Kanunu’nda yapılan güncellemeye göre, kat maliklerinin salt çoğunluğunun (yani %50+1) onayı dönüşüm için yeterlidir.
Aşağıda, 6306sayılı Kanun’un ana hükümlerini, uygulama yönetmeliğini, Anayasa’daki önemli maddeleri, uygulamada sık görülen sorunları ve çözümleri; ayrıca avukatın rolünü detaylı biçimde ele alacağım.

6306 Sayılı Kanun ve İlgili Mevzuat
Kanunun Amacı ve Kapsamı
6306 sayılıKanun, 16 Mayıs 2012 tarihli ve 28309 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmış olan“Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun”dur. Bu Kanun’un amacı; riskli yapıların ve riskli alanların tespiti, yıkım, yeniden yapı, değer tespiti, hak sahipliği, sözleşmeler, yardım ve finansman gibi hususları düzenlemektir.
Kanun, hem riskli alan içindeki uygulamaları hem de riskli yapı niteliği taşıyan yapılarla sınırlı uygulamaları kapsar. Kanun metni oldukça uzundur; burada bazı önemli maddeleri tam metin olarak aktarıyoruz ve yorumlarını yapacağız.
Önemli Maddeler
Aşağıda, 6306sayılı Kanun’un bazı kritik hükümlerinden seçmeler yer alıyor:
MADDE 3 – (RiskliYapı Tespitine Dair Usuller)
“Riskli yapıların tespiti, Başkanlıkça hazırlanacak yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde masrafları kendilerine ait olmak üzere, öncelikle yapı malikleri veya kanuni temsilcileri tarafından, Başkanlıkça lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara yaptırılır.”
*** Bu maddeyle, riskli yapı tespit işlemlerinin lisanslı kuruluşlara yaptırılması ilkesi belirlenmiş; maliklerin sorumluluğu açıkça düzenlenmiştir.
MADDE 6 – (Uygulamaİşlemleri)
Kanun’un 6. maddesi, dönüşüm uygulamasının yöntemini, yetkileri, sözleşme esaslarını ve birlikte karar alma usullerini düzenler.
Örneğin, 6.maddenin 5. fıkrasında “İdare, riskli alanlarda, rezerv yapı alanlarında ve riskli yapıların bulunduğu taşınmazlarda kamu ve özel sektör işbirliğiyle ya da kat karşılığı / hasılat karşılığı usulleri de dahil olmak üzere uygulama yapmaya, inşa etmeye veya ettirmeye; arsa paylarını belirlemeye, payları ayırmaya, birleştirmeye; sınırlı ayni hak tesis etmeye yetkilidir.” hükmü vardır.
Ayrıca, 2019’da 7181 sayılı Kanun ile 6. maddeye eklenen 13. fıkra hükmü şöyledir (tam metin şekliyle aşağıda):
“Bu Kanun kapsamındaki alanlarda ve parsellerde gerçek kişiler ve özel hukuk tüzel kişilerince uygulamada bulunulması durumunda yapım işini üstlenen müteahhitlerin payına düşen bağımsız birimlerin satışı, inşaatın ilerleme seviyesine göre ve İdarenin iznine istinaden yapılabilir. Müteahhit, kendi payına düşen bağımsız birimlerin satışına izin verilmesi için İdareye müracaat eder. İdare, yerinde tespit yaparak veya yapı denetimi sisteminden kontrol ederek inşaatın tamamlanma oranını belirler ve bu oranın %10’u altındaki oranda müteahhit payına düşen bağımsız birimlerin satışının yapılabileceğini ilgili tapu müdürlüğüne bildirir. Müteahhit payına düşen bağımsız birimlerin, inşaatın tamamlanma oranında veya bu oranın üstündeki bir oranda satışı için bütün maliklerin muvafakati gerekir.”
*** Bu düzenleme, müteahhitlerin payına düşen bağımsız bölümlerin erken dönemde satışının sınırlandırılması ve maliklerin rızasının aranması ilkesini getirmiştir.
MADDE 17 – (Tahliye)
“İlgili kurum ile anlaşma yapan taşınmaz malikleri, ilgili kurumca belirlenecek takvime göre on beş gün içinde var ise su, elektrik, telefon ve doğalgaz benzeri hizmet ve emlak vergisi gibi vergi borçlarını ödeyerek yapıyı boş olarak teslim eder.”
**** Bu hüküm, maliklerin anlaşma sonrası yapılarını belli süre içinde boşaltma yükümlülüğünü düzenler.
MADDE 18 – (PlanlamaSüreci)
“Uygulama alanına yönelik yapılacak planlarda … afet risklerinin azaltılması, fiziksel çevrenin iyileştirilmesi, sosyal ve ekonomik gelişmenin sağlanması, enerji verimliliği ve iklim duyarlılığı ile yaşam kalitesinin artırılması esastır.”
Planlama süreçlerinde, kentsel dokunun korunması, kamu altyapısı ile bütünüyle bağlanma gibi kriterlerin dikkate alınması gerektiği vurgulanır.
Yönetmeliğin tam metni ve konsolide hali için “6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği”resmi kaynaklardan incelenebilir.
Kanun’un tamamı uzun olduğundan burada hepsini almak pratik olmaz; ama siz özel dosyanız için ilgili maddeleri avukatınızla birlikte incelemeniz gerekir.
Uygulama Yönetmeliği ve Diğer Düzenlemeler
6306 sayılıKanun’un uygulamalara yansıması için çıkarılmış Uygulama Yönetmeliği bulunmaktadır. Bu yönetmelik, riskli yapı tespiti usullerini, planlama esaslarını, değer tespit mekanizmalarını, hak sahipliği belirleme usullerini, itiraz süreçlerini ve diğer teknik düzenlemeleri içerir.
Bazı önemli yönetmelik hükümleri:
- Riskli yapı tespitinde görev alacak mühendislerin eğitim ve sınav ile belirlenmesi (lisanslı kuruluşlarda görev alacak mühendisler için şartlar)
- Değer tespitinde kıymet takdir komisyonlarının görevi, kriterleri, vergi değerleri, benzer taşınmazlardan elde edilen fiyatlara dayalı değerlendirme usulleri
- Teknik heyetler ve karar alma usulleri, rapor düzenleme zorunlulukları gibi süreçlerin usulüne dair hükümler
- Uygulama alanı içindeki taşınmazların sınırlarının belirlenmesi, tevhit, ifraz, birleştirme, paylaştırma gibi arsa düzenlemeleri kuralları
Ayrıca, 6306’un uygulanmasında karşılaşılan belirsizlikleri gidermek ve uygulama esaslarını açıklığa kavuşturmak amacıyla “Talimat (6306 Sayılı Kanun Uygulamaları)” gibi ek düzenlemeler de yayımlanmıştır.
Bunların yanında, kentsel dönüşüm projelerindeki idari süreçlerde 2577 sayılı İdariYargılama Usulü Kanunu’na getirilen geçici süre düzenlemeleri de önemlidir; bazı davalarda değerlendirme süresi, süre kaçırma halleri gibi etkenler dosyanın esastan incelenmesine etki eder.
Anayasa ve Temel Haklar
Kentsel dönüşüm uygulamaları, doğrudan mülkiyet hakkına ve özel mülkiyetin korunmasına ilişkin anayasal güvencelere dokunur. Bu nedenle, Anayasa’daki haklar ve güvenceler önemli bir sınır teşkil eder.
Özellikle Anayasa’nın35. maddesi mülkiyet hakkını düzenler. Bu madde tam metin olarak:
**MADDE 35 —Mülkiyet hakkı, kamu düzeni ve sosyal fayda ölçüsünde, kanun ile sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması, kamu yararı gözetilerek ve malik yararının gözetilmesi koşuluyla kanunla düzenlenir.
Hiç kimse mülkiyet hakkından yoksun bırakılamaz; karşılığı ödenmek suretiyle kamu yararı amacıyla zorunlu hallerde mülkiyetin kamulaştırılması mümkündür.
Tazminat, yargı denetimine açık olarak kanunda gösterilen esaslara göre, gecikmeksizin ve tam olarak yapılır.”
*** Bu hüküm, kentsel dönüşüm süreçlerinde kamu müdahalesinin sınırını belirler: müdahale“kanunla” olmalı, ölçülü olmalı, kamu yararı gözetilmeli, malik de dengeli bir karşılığa sahip olmalıdır.
Ayrıca, Anayasa’nın 40. maddesinde etkili başvuru hakkı düzenlenmiştir. Bu hak; vatandaşın haklarını korumak için idari veya yargısal yollara başvurmasını sağlar. Anayasa Mahkemesi de kentsel dönüşüm uygulamalarında etkili başvuru hakkı ve mülkiyet hakkının ihlali iddialarını incelemiştir.
Örneğin, Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, bir kararda, kentsel dönüşüm sürecinde şikâyetlerin incelenmemesinin mülkiyet hakkı ve etkili başvuru hakkının ihlali sonucunu doğurduğuna karar vermiştir.
Bu karar, dönüşüm projelerinde idari işlemlere karşı etkin itiraz, dava ve denetim süreçlerinin önemini göstermektedir.
Kentsel dönüşümde özetle yasal süreç genel olarak şu şekilde işler:
- Başvuru ile birlikte yapı için riskli yapı raporu alınır ve tapuya şerh düşülür.
- Riskli yapının tüm maliklerine resmi tebligat yapılır.
- Maliklerin %50+1 oranında onayı sağlanırsa, dönüşüm kararı geçerli hale gelir.
- Karara katılmayan maliklere, bağımsız bölümleri için rayiç değer üzerinden teklif sunulur.
- Kabul etmeyen maliklerin hisseleri açık artırma ile diğer maliklere satılır. Satılamazsa TOKİ veya Kentsel Dönüşüm Başkanlığı tarafından kamulaştırılabilir.
Kentsel Dönüşüm Sürecinde Sıkça KarşılaşılanSorunlar ve Çözüm Önerileri
Aşağıda, pratikte sık karşılaşılan sorunları madde madde sıralıyoruz; her sorun için riskleri ve muhtemel çözüm yollarını da öneriyoruz.
1. Sözleşmenin belirsiz olması / projeye ilişkin bilgiler eksik verilmesi
Müteahhitlerle yapılan kat karşılığı sözleşmelerde proje, plan, kroki, bağımsız bölüm, kullanım yüzölçümü, devir zamanı gibi hususlar net değilse malik avantajını kaybedebilir.
Sözleşme imzalanmadan önce detaylı proje ve plan bilgisi istenir; “belirsiz sözleşme” hükmü dayanılarak iptal veya hükmün düzeltilmesi istenebilir. Avukatla birlikte sözleşme taslağı değerlendirilmelidir.
2. Değer tespitinde adaletsizlik
Maliklerin taşınmaz değerleri, komisyonların tespit ettiği değerlerden çok daha düşük çıkabilir; bu durum hak kaybına yol açar.
Değer takdir komisyonu kararına itiraz (tadil talebi), bilirkişi incelemesi, bağımsız değerleme raporları sunma hakkı. Ayrıca, tazminat davası açma hakkı vardır.
3. Mülkiyet hakkı ihlali / maliklerin rızası olmadan uygulama
Maliklerin rızası alınmadan, arsa payları, pay ayrımı vb. işlemler zorla yapılabilir; “resen satış” hükümleri suistimal edilebilir.
Anayasa’nın 35. maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkı güvencesi, iptal davası, görevli idareye itiraz hakkı, yürütmeyi durdurma talebi.
4. Erken satış (müteahhit payına düşen bağımsız bölümlerin)
Müteahhit, inşaat tamamlanmadan payına düşen bağımsız bölümleri satışa çıkarabilir; maliklerin hakları zarar görebilir.
Kanunun 6. maddedeki 13. fıkra düzenlemesine itibar edilerek, erken satışın sınırına itiraz; satış yapılmışsa iptal davaları açma.
5. Hak sahipliği belirlemesinde anlaşmazlık
Kimler “hak sahibi” sayılacak, kim paydaş olacak belirsiz olabilir; hissedarlar arasında uyuşmazlık çıkabilir.
Teknik inceleme, nüfus kayıtları, tapu kayıtları, mahkeme kararıyla hak sahipliği tespiti; ayrıntılı bilirkişi incelemeleri.
6. Tahliye süreci ve süre uyuşmazlıkları
Anlaşma sonrası yapının boşaltılması süreleri, mal sahibinin borçları, kira düzenlemeleri konusunda anlaşmazlık olabilir.
Kanun ve yönetmelikte belirtilen süreler gözden geçirilir; tahliye dilekçeleri, uyuşmazlık halinde idari yargıya başvuru.
7. Projenin durması / inşaatın aksaması
Proje finansmanı sarsılır, inşaat durur; malik uzun süre mağdur kalabilir.
Sözleşmede “inşa süresi taahhüdü”, gecikme cezaları, teminat mektupları gibi güvence mekanizmaları olur; projenin durdurulması halinde tazminat davası açılabilir.
8. Planlama ve imar uyumsuzlukları
Proje sonrası yapılaşma biçimi, imar planına uygunluk, kamu alt yapısı uyum sorunları çıkabilir.
Plan değişikliklerine itiraz, imar planının yürürlüğe girdiği tarihe ilişkin hukuki değerlendirme, idari işlemlere dava açma.
9. Kamulaştırma usulleri ve kamulaştırma bedeli anlaşmazlığı
Zorunlu hallerde arsa kamulaştırılabilir; ancak bedel ve tazminat konusunda uyuşmazlık çıkabilir.
Kamulaştırma bedeline itiraz, değerleme raporları, yargı yolu, bedel artırımı talepleri.
10. Etkili başvuru usullerinin işlememesi / yargı sürecinde gecikme
İdari işlemlere karşı başvuru hakkı kullandırılmaz ya da yargı süreçleri uzun sürer.
Anayasa Mahkemesi kararları, 2577 sayılı Kanun’un süre kuralları, dava açma zorunluluklarını zamanında kullanma, yürütmeyi durdurma.
Her bir sorunda devreye giren hukuk kuralları, sözleşme şartları, dosya delilleri ve usul şartları farklı olabilir. Bu yüzden profesyonel destek şarttır.

Avukatın Rolü ve Önemi
Kentsel dönüşüm sürecinde bir avukatın rolü aşağıdaki hususları kapsar:
- Sözleşme İncelemesi ve Tasarımı
• Kat karşılığı, arsa payı karşılığı, hasılat paylaşımı sözleşmelerinin taslağını hazırlamak, hak kayıplarını önleyici düzenlemeler koymak.
• Proje, plan, kroki, süre, cezalar, bağımsız bölüm sayısı, ortak alanlar gibi hususları netleştirmek.
• Sözleşmede belirsizlik ya da şaibe kalmaması için maddeler arasında denge kurmak. - Hak Sahipliği Tespiti ve Delil Toplama
• Hak sahipliği incelemesi (nüfus, tapu kayıtları, veraset belgeleri vs.).
• Dosyaya dayanak olacak belgelerin toplanması: imar durumu, plan kararları, değeri gösterir belgeler, bilirkişi raporları. - Değer Tespiti Sürecine Katkı
• Bağımsız değerleme raporları hazırlatmak ya da mevcut raporları incelemek.
• Kıymet takdir komisyonu kararlarına itiraz talepleri hazırlamak. - İdari İşlemlere Karşı Savunma / İtiraz
• Riskli yapı tespitinden yıkıma, karar süreçlerine kadar idari işleme karşı itiraz ve şikâyet hazırlamak.
• Gerekirse yürütmeyi durdurma taleplerini, dava açma süreçlerini yürütmek. - Davaları Yürütme
• İdareye karşı iptal davaları, tam yargı davaları, tazminat davaları açmak.
• Mahkemelerde dava stratejisi belirlemek, delil sunmak, itiraz süreçlerini yürütmek. - Anayasa ve İnsan Hakları Düzeyinde Hak Koruması
• Mülkiyet hakkı, etkili başvuru hakkı gibi anayasal güvenceleri kullanmak.
• Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru süreçlerini değerlendirmek. - Müzakere ve Arabuluculuk Süreçleri
• Proje sahipleri, belediye, idare ve müteahhit ile müzakere süreçlerinde temsil etmek.
• Uzlaşma, alternatif çözüm önerileri sunmak. - Süre Takibi ve Usul Denetimi
• İdari ve yargısal sürelerin kaçırılmamasını sağlamak (itiraz süresi, dava açma süresi, karar bildirimi süreleri vb.).
• Dava dosyalarının usul eksikliğinden reddedilmesini önlemek. - Çözüm Odaklı Yaklaşım
• Sorun çıkmadan önce önleyici hukuki tedbir önerileri (teminat mektupları, garanti mekanizmaları, sigorta, proje kontrol mekanizmaları).
• Proje yönetiminde hukuki danışmanlık vererek riskleri minimize etmek.
Bir avukatla çalışmak, hem sürecin doğru ve etkin yürütülmesini sağlar hem de hak kayıplarını önler. Özellikle uzun vadeli projelerde hukuki desteğin önemi büyüktür.
Vatandaşların Bilmesi Gereken Haklar
Aşağıda, kentsel dönüşüm sürecinde vatandaşların bilinçli olması gereken temel haklar:
- Riskli yapı tespit sürecine itiraz hakkı
- Değer tespiti kararlarına itiraz ve bağımsız değerleme talebi
- Kat karşılığı / hasılat paylaşımı sözleşmesinde eşit hak şartları
- Proje bilgisine ve sözleşme metnine erişim
- Hak sahipliği tespiti hakkı
- Tahliye takvimi ve teslim şartlarına ilişkin hak
- Davaya gitme ve idari işlemleri iptal ettirme hakkı
- Tazminat talep hakkı
- Anayasal düzeyde mülkiyet hakkı ve etkili başvuru hakkı
- Avukat desteği ve süreç boyunca hukuki danışmanlık alma hakkı
Bu hakları kullanmak, süreçte mağduriyetleri azaltmak açısından kritik önemdedir.
Sonuç
Kentsel dönüşüm sürecinde karşılaşılan hukuki meseleler karmaşıktır; belirsizlikler, projesel ve imar uyuşmazlıkları, değer tespiti anlaşmazlıkları, sözleşme kaynaklı hak kayıpları gibi sorunlar yaygındır. Ancak, yukarıda özetlenen haklar ve hukuk yolları doğru kullanıldığında, vatandaşlar süreç boyunca güçlü konumda olabilirler.
Kentsel dönüşüm; büyük fırsatlar sunan, ancak doğru yönetilmediğinde ciddi mağduriyetlere yol açabilen bir süreçtir. Vatandaşların haklarını koruyabilmesi için hukuki bilgi ve strateji desteği şarttır.
📌 Biz, hukuk bürosu olarak kentsel dönüşüm sürecinizde yanınızdayız. Dosyanızı en ince ayrıntısına kadar inceleyerek, sürecin her aşamasında haklarınızı güvence altına alıyoruz.
👉 Daha fazla bilgi ve danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Anahtar Kelimeler: Kentsel dönüşüm, kentsel dönüşüm avukatı, kamulaştırma, tazminat, danışmanlık.